Fethin Görünmez Mimari Aksemseddin Hazretleri Aksemseddin

Hazret-i Ebûbekir’in evladindan, Sihâbüddin Sühreverdi’nin torunudur. Babasi Seyh Hamza (Kurtbogan adiyla meshurdur) âlim biridir ve oglunu mükemmel yetistirir. Mübarek, dudak uçuklatacak kadar zekidir. Hizli ilerler ve genç yasta müderris olur. Osmancik medreselerinde talebe okutur. Evet yörede hatiri sayilir bir âlimdir, ancak isin hâkikatina varmak ister. Bunun tek yolu vardir ”ledün ilminde mütehassis bir velinin” huzurunda diz çökmek. 
Arar, sorar, istihareye yatar. Zihninde iki isim berraklasir. Bunlardan bir tanesi Hâlep’te ki Zeynüddin Hafi Hazretleridir. Digeri Ankara’daki Haci Bayram-i Veli. Aksemseddin yakindan baslar. Önce Ankara’ya gider. Ancak Haci Bayram Hazretlerini kapi kapi teberrû toplarken görür ve yikilir. Nedenini, niçinini sormaz bile, oraciktan döner, yürür Hâlep’e. Ancak yolda gördügü rüyalarda, nasibinin Haci Bayram elinden oldugu isaret edilir. Hatta zincirlerle çekilir ki, uyandiginda izi vardir boynunda. Saskinlik ve pismanlik içinde Ankara’ya döner. Yüce veliyi orak tirpan çalisirken bulur. Mübârek garibin birine yardim eder ki kan ter içindedir. Aksemseddin bin pismandir, boyun büker... Ve kavusur affa. 

Haci Bayram Hazretleri bu mütevazi talebesini çok sever, O'na hususi bir ihtimam gösterir. Aksemseddin ayrica iyi bir hekimdir de. Pastör’den asirlar evvel hastaliga sebep olan mikroplari ve karantinanin mantigini anlatir. Hatta o yillarda ”seretan” adiyla bilinen kanseri teshis eder. 

Istanbul’un kusatildigi günlerde Fatih Anadolu’daki âlimleri ordugâha davet eder. Hepsi mükemmel insanlardir, ancak Aksemseddin’le aralarinda anlatilmaz bir muhabbet baslar. Nedendir bilinmez bu akça pakça veliyi görünce içi rahatlar. Tabiri caizse kani kaynar. 

Istanbul gibi bir sehri almak kolay degildir. Dev surlar, haçli yardimlari, derin hendekler, asilmaz zincirler, Rum atesi denen bela ve güçlü düsman. Bunlar bilinen seylerdir ve Fatih herbirine tedbir düsünür.

 

 
Free Web Hosting