Paşa Nemçe Yolunda

Bursa ulemasından Şeyh İsmâil Hakkı Bursevî, vefâtına yakın talebelerinden İvaz Mehmed, Yeğen Mehmed ve el-Hâc Ahmed Paşaları Mehmed Emîn Tokâdî hazretlerine gönderip, yetiştirilmelerini ricâ eder. Mehmed Emîn Efendi onlarla hususi olarak ilgilenir, müşküllerini çözer. 
O günlerde Yeğen Mehmed Paşa 1. Mahmûd Hân’ın Vezîr-i âzamıdır ve Nemçe (Avusturya) seferine yollanır. Muhammed Emîn Efendi, Osmanlı ordusunun zafere ulaşması için çok duâ eder. Sabahlara kadar yalvarır, kendini harab eder. Lâkin yirmi gün sonra birden neşelenir ki bu “İslâm askeri mansûr ve muzaffer oldu demektir. Yeğen Mehmed Paşa imdad-ı ilahiyenin kimin hatırına geldiğini iyi bilir. İstanbul’a girer girmez Mehmed Emîn Efendi’nin ziyâretine gelir ve eşiğe keseler dolusu altın bırakır. Mehmed Emin Efendi bu altınların fukaraya dağıtılmasını ister. Ancak “sakın sayma” diye ikaz eder, “hem tebdil-i kıyafet yap, senden geldiğini de bilmesinler.” 
Paşa, Yedikule civarında ne kadar muhtaç varsa kapısını çalar, elini torbaya daldırır, daldırır çıkarır, avuç, avuç altın dağıtır. Sanırım inceliği anladınız, dağıttığı miktar kesesindekilerden çok fazladır.
Hoş, Mehmed Emîn Efendi’nin de hepi topu on beş kuruşluk bir geliri vardır. Kesesini kemerine koyar ve parasını asla saymaz. Geleni gideni boldur ve talebelerini harçlıksız koymaz, ay olur küçük keseden üç yüz kuruştan fazla para çıkar. 

 

 
Free Web Hosting